KütüphaneYayınlar

DKAB dersleri ve muafiyet mekanizması

‘Türkiye’de Zorunlu Din Eğitimi: Din Kültürü Ahlak Bilgisi Dersi ve Kitapları Hakkında İnsan Hakları Temelli Bir Değerlendirme’ raporunda, DKAB dersinden muafiyet hakkı ile ilgili uygulama süreci değerlendirildi.

İnanç Özgürlüğü Girişimi Proje Koordinatörü Dr. Mine Yıldırım tarafından yazılan, ‘Türkiye’de Zorunlu Din Eğitimi: Din Kültürü Ahlak Bilgisi Dersi ve Kitapları Hakkında İnsan Hakları Temelli Bir Değerlendirme’ raporu yayımlandı. Rapor, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (ESHİD) ve Norveç Helsinki Komitesi (NHC) iş birliğiyle yürütülen ve Hollanda Büyükelçiliği MATRA programı tarafından desteklenen, ‘Türkiye Eğitim Sisteminde Çoğulculuğu ve Din ve İnanç Özgürlüğünü Destekleme’ projesi kapsamında hazırlandı.

Raporda, temel olarak Din Kültürü Ahlak Bilgisi (DKAB) derslerinin insan hakları hukukunun temel hükümleriyle uyumlu olup olmadığı incelendi. Bu bağlamda, DKAB dersinden muafiyet hakkı ile ilgili uygulama süreci de değerlendirildi. Ayrıca, raporda ele alınan DKAB ders kitaplarının incelenmesine dair özete ulaşmak için lütfen tıklayın.

Mevcut uygulamada, muafiyet hakkından yararlanabilmek için eğitim öğretim yılı başında bir dilekçe ile birlikte öğrencinin nüfus kaydının fotokopisinin okul idaresine sunulması gerekiyor. Ayrıca, muafiyet hakkını kullanabilmek için nüfus kaydındaki din alanında Hristiyan veya Musevi yazılı olması şart koşuluyor. Bu durumda 2006 yılında yapılan mevzuat değişikliğiyle kimliklerde din hanesinin boş bırakılabilmesi imkânı bu öğrencilere tanınmıyor. Okul idareleri muafiyet hakkının kazanılması sürecinde velilerden farklı belgeler isteyebiliyor.

Buna ek olarak, zorunlu DKAB dersiyle ilgili olarak, özellikle ateist, laik, Alevi ve din eğitiminin devlet okullarında sunulmasına karşı olan Sünni Müslüman ailelerin başvurularıyla başlatılan ulusal yargı süreçleri söz konusu. Bunlar bir yandan çocukları için muafiyet hakkını kazanma, bir yandan ise hukuk aracılığıyla daha köklü bir değişim sağlama arayışı olarak görülebilir. Velilerin çocuklarının DKAB derslerinden muaf olma taleplerine ilişkin olarak okul müdürlüklerine ilettikleri talepleri, İl veya İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’ne iletilmekte ve bu yetkililerce verilen ret kararlarına itirazla yargılama süreci başlıyor. İdare mahkemelerinin muafiyet taleplerine yönelik ret yanıtlarıyla ilgili farklı kararlar alabildiği anlaşılıyor. Kimi idare mahkemesi muafiyet taleplerine yönelik ret kararlarını hukuka aykırı bularak yürütmesini durdururken kimi ret kararını hukuka uygun buluyor.

Yargı süreçlerinin izlenmesine ilişkin bazı kısıtlamalar bulunduğunu belirtmek gerekiyor. Konuya ilişkin kararların tümüne erişim sağlanamaması, yargı süreçlerine ilişkin sistematik bir izleme ve değerlendirmeyi olanaksız kılıyor. DKAB dersleri hakkında AYM’ye yapılan bireysel başvuruların bilgisi de kamuya açık değil. Kaç öğrencinin muafiyet başvurusu yaptığı bilinmiyor ancak en az yüzlerce öğrenci olduğu varsayılabilir. Ancak bireysel olarak ebeveynlerin çocuklarının DKAB derslerinden muaf olması için yaptıkları başvurular, uzun süren süreçler sonunda bazı durumlarda muafiyet hakkının tanınmasına ilişkin yargı kararlarıyla sonuçlandı.

DKAB derslerinde muafiyet mekanizmasına dair tespitler

  • Türkiye’deki mevcut düzenlemede, yalnızca Hristiyan ve Musevi öğrenciler, dini aidiyetlerini nüfus kayıtlarında bulunan din alanındaki kaydı aracılığıyla göstererek DKAB dersinden muafiyet hakkından yararlanabiliyor.
  • Muafiyet hakkından yararlanmak isteyen fakat Museviliğe veya Hristiyanlığa mensup olmayan öğrenciler, bu haktan yararlanamadıkları gibi, öğrenimlerine devam etme için derse katılmak ve sınavlarından geçer not almak zorunda. Diğer din veya inançlara mensup olanlar veya inanmayanlar için muafiyet hakkı tanınmadığı için ayrımcı bir muafiyet sistemi söz konusu.
  • Uygulamada, kişinin Hristiyan veya Musevi olduğuna dair sözlü beyan yeterli sayılmıyor.Bu durumda DKAB dersinden muaf olmak için başvuran tüm öğrenciler din veya inançlarını açıklamak zorunda bırakılıyor. Muafiyet hakkı kazanma sürecinde çocuğun din veya inancını açıklamaya zorlanmama hakkı ihlal ediliyor.Ayrıca nüfus kaydında din hanesinde İslam yazmaması, yaşamın farklı alanlarında olduğu gibi eğitim hakkı ve inanç özgürlüğü hakkının kullanımı sırasında da ayrımcılık riski oluşturabiliyor.
  • Muafiyet hakkına sahip olan öğrencilerin muafiyet haklarını kullanma süreci ile ilgili herhangi bir yönetmelik veya yönerge bulunmuyor. Bu da uygulamayı, denetimi ve izlemeyi zorlaştırıyor.
  • Muafiyet hakkını kullanan öğrencilerin okul ortamında ayrımcılığa uğrama riski bulunuyor. Muaf öğrencilerin ders sırasında nerede olacağı ve nasıl vakit geçireceği konusunda okullar ve öğrenciler için açık ve öngörülebilir bir rehberlik sistemi bulunmuyor.
  • DKAB derslerinden muaf olan öğrencilerin karnelerinde DKAB dersi karşısında yazılan “muaf” ibaresi öğrencinin damgalanmasına ve ayrımcılığa uğramasına yol açabiliyor.
  • Muafiyet hakkının kullanılmış olması öğrenciyi dezavantajlı duruma düşürebiliyor. Liseye geçiş sınavlarında yıllar içinde sistem değişse de DKAB dersinden muaf olan öğrenciler, eşit olmayan değerlendirmeye tabi olmaya devam ediyor.
  • Muafiyet başvuru sürecine çocuğun katılım hakkı tanınmıyor. Muafiyet başvurusu sırasında çocuğun nüfus kaydındaki din kaydı belgelense de çocuğun muafiyet hakkıyla ilgili bilgilendirilmesi, başvuru yollarının çocuğun kullanabileceği şekilde oluşturulması, ebeveynler ve çocuk arasında fikir birliği olmayan durumların nasıl ele alınacağı konularının insan hakları standartlarıyla uyumlu bir şekilde düzenlenmiş değil.

DKAB dersi muafiyet mekanizmasıyla ilgili öneriler

  • DKAB dersi tarafsızlık ve nesnellik, kapsayıcılık, doktrinsel olmama gibi niteliklere sahip olana kadar ayrımcı olmayan bir muafiyet sistemi acilen tesis edilmeli.
  • Muafiyet hakkının kapsamı ayrımcı olmayan bir şekilde genişletilmeli. Muafiyet hakkının kullanımı için inancını açıklama/beyan zorunluluğunun kaldırılması ve dersin isteğe bağlı olarak alınması sağlanmalı.
  • Nüfus kayıtlarında Musevi veya Hristiyan ibaresinin geçme zorunluluğu yerine kişinin beyanı esas alınmalı.
  • Muafiyet sistemi ve uygulaması hakkında İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve okullar, etkili ve düzenli bir şekilde bilgilendirilmeli.
  • DKAB dersinden muaf olan çocukların karnelerinde “muaf” ibaresinin yer almasıyla gerçekleşen “damgalama” ve ayrımcılık riskine karşı, çocukların DKAB ders saatinde alternatif bir ders alabilmeleri mümkün hale getirilmeli.
  • DKAB dersinden muaf olan öğrencilerin bu ders sırasında damgalanma, dışlanma, ayrımcılığa uğrama riskinden korunmaları için MEB muafiyet hakkının kullanılması (öğrencinin nerede bulunacağı, ne yapacağı gibi) hakkında çocukların da katılımını sağlayarak insan hakları temelli bir kılavuz oluşturmalı.
  • DKAB dersinden muaf olan öğrencilerin liseye geçiş veya eğitim hayatının herhangi bir noktasında eşitsiz ölçme ve değerlendirme koşullarına maruz kalmaması için ölçme ve değerlendirme sistemleri gözden geçirilmeli ve eşitsizlik ortadan kaldırılmalı.
  • Etkili şikâyet mekanizmaları oluşturulmalı ve MEB tarafından muafiyet hakkının kullanımı konusunda izleme yapılıp kamuoyuyla paylaşılmalı.

Raporun tamamına ulaşmak için lütfen tıklayın.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu