ÇalışmalarKütüphanePolitika NotlarıYayınlar

“Yerelde Din veya İnanç Özgürlüğünün Güçlendirilmesi” politika metni yayımlandı!

İnanç Özgürlüğü Girişimi (İÖG) olarak, yerelde din veya inanç özgürlüğünün güçlendirilmesi için insan hakları temelli bir çerçevenin temel unsurlarını ortaya koymak amacıyla Dr. Erhan Kurtarır, Avukat Utku Kılınç, Dr. Zehra Güngördü ve Rümeysa Çamdereli’nin katkılarıyla bir çalışma yürüttük.

Bu çalışma kapsamında yayımlanan Yerelde Din veya İnanç Özgürlüğünün Güçlendirilmesi politika metninin bu alanda çalışan ve izleme çalışmaları yürüten insan hakları kuruluşları, yerel yönetimler, milletvekilleri ve din veya inanç topluluklarına bir kaynak oluşturması hedefleniyor.

Politika metninde,

  • yerel yönetimlerde insan hakları çerçevesinin kilit unsurlarına,
  • uluslararası ve ulusal hukuki standartlara,
  • din veya inanç toplulukları ile il ve ilçe belediye temsilcileriyle yapılan danışma toplantılarının değerlendirmesine ve,
  • yerel yönetimlerde din veya inanç özgürlüğü hakkının izlenmesi için örnek göstergelere yer veriliyor.

İÖG tarafından oluşturulan çerçeve metin doğrultusunda, Dr. Erhan Kurtarır, Avukat Utku Kılınç ve Dr. Zehra Güngördü’den oluşan araştırma ekibinin hazırladığı Türkiye’de Belediye Hizmetleri Alanında İnanç Özgürlüğü İzleme Göstergeleri Araştırma Raporu politika metni için önemli bir kaynak oluşturdu.

POLİTİKA METNİ İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN

Politika metninde öne çıkan temel bulgular ve öneriler şöyle:

İnsan hakları yükümlülükleri

Devletler taraf oldukları insan hakları sözleşmeleri ve ulusal anayasal hükümler nedeniyle önemli insan hakları yükümlülüklerine sahip. Bu yükümlülükler sadece merkezi yönetim için değil yerel yönetimler için de gözetilmesi gereken temel normatif çerçeveyi oluşturuyor.

Tüm insan hakları gibi düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkının korunması da yerel yönetimlerin insan hakları yükümlülükleri arasında yer alıyor. Bu nedenle aşağıdaki adımların atılması kritik önem taşıyor:

  • Yerel politikalar geliştirilirken, kurumsal yapılanma, stratejik plan ve uygulamalar insan hakları hukuku standartlarını temel almalı.
  • Belediyeler, yerel makamların yetki sahibi olduğu tüm çalışma alanları da dahil olmak üzere, devletin onayladığı uluslararası insan hakları standartlarına uyumu sağlama yükümlülüğünü şehirde en yüksek düzeyde beyan etmeli.
  • Belediye meclisine insan hakları alanında seçilmiş bir temsilci atanmalı.
  • Yerel politikaların insan hakları hukuku ile uyumunun gözetilerek geliştirilmesi amacıyla kurumsal yapılanma, stratejik plan ve uygulamaların hazırlanması ve faaliyetlerin koordine edilmesi için bir insan hakları yapısı/ofisi oluşturulmalı.
  • Şehrin insan hakları performansına ilişkin yıllık raporlama mekanizması geliştirilmeli.
  • Şehir yönetiminin tüm politika alanlarında ve süreçlerinde insan haklarını anaakımlaştırmak ve insan haklarını tek bir dairenin sorumluluğu olarak görmek yerine ‘bütün-devlet’ yaklaşımı benimsenmeli.

Din veya inanç özgürlüğü bağlamında yerel yönetimler

Belediyelerin sorumluluk alanında bulunan pek çok hizmet, başta din veya inanç özgürlüğü hakkı olmak üzere, din veya inanç topluluklarının birçok hakkına etki ediyor. Bunlar arasında, mezarlık tahsisi ve bakımı, ibadet yerlerinin statüsü, tahsisi, bakım ve onarımı,cenaze hizmetleri, sosyal yardım hizmetleri, kültürel mirasın korunması, kentlerde çoğulculuğun ve katılımın geliştirilmesi bulunuyor.

  • Bu hizmetler belediyelerin çok farklı müdürlükleri ve birimleri tarafından sunuluyor ve genellikle aralarında çerçevesini insan hakları standartlarının oluşturduğu bir koordinasyon mevcut değil.
  • Yerel yönetim hizmetleri ve yükümlülüklerinin din veya inanç özgürlüğü hakkı bağlamında etkili bir referans çerçevesi bulunmuyor.
  • Yerel yönetim hizmetleri “taleplere karşılık vermek” şeklinde sunuluyor.
  • Din veya inanç toplulukları için ilgili kurumsal yapı ve kişiler konusunda belirsizlik var.
  • Kent konseyleri gibi katılım araçları yeterince etkili değil.
  • Belediyelerin inanmayanlar da dahil olmak üzere, inanç topluluklarıyla ilgili ve inanç topluluklarının da belediyelerin var olan yapıları, sunabildikleri hizmetler ve kendi ihtiyaçlarına yönelik oluşturulan özgün yapılarına yönelik daha çok bilgi edinmeye ihtiyacı var.

Bu bağlamda yerel yönetimlere yönelik bazı öneriler:

  • Belediye yönetimleri, kamusal dinî hizmetler ve din veya inanç özgürlüğüne etki eden hizmetlerinde insan hakları hukuku standartlarını gözetme taahhüdünü beyan etmeli.
  • Stratejik plan ve kurumsal yapılanma insan hakları çerçevesini temel alarak ve inanmayanlar da dahil olmak üzere din veya inanç topluluklarının katılımı ve katkılarıyla oluşturulmalı.
  • Belediyeler kurumsal muhatabın ve sunulan hizmetlerin net olarak belirlenmesi amacıyla geniş katılımlı bir danışma süreci yürüterek çalışma yapmalı.
  • Çözüm süreçleri ve kararlara katılım için kent konseylerinin etkinliği artırılmalı.
  • Din veya inanç özgürlüğü kapsamında yer alan hizmetlerin eşit yurttaşlığın bir parçası olarak sunulması amacıyla insan hakları temelli “sosyal belediyecilik” adına atılabilecek adımlar tespit edilip hayata geçirilmeli.
  • Yerel yönetimler, inanmayanlar da dahil olmak üzere farklı din veya inanç gruplarını bir araya getiren kültürel etkileşim alanları kurmalı.

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu