Arşivİnanç Özgürlüğüyle İlgili Haberler

Başörtüsü Yasağı Çözülecek / The Headscarf Issue will be Resolved

1.03.2013, Haberturk

Summary in English below.

Başbakan Erdoğan 28 Şubat’tan sadece bir gün önce Viyana’daydı ve WONDER adlı sivil toplumörgütü ileMÜSİAD’ın ortaklaşa düzenlediği bir toplantıda konuşma yaptı. Dinleyiciler arasında 28 Şubat döneminde Türkiye üniversitelerindeki başörtüsü yasağı nedeniyle, kılık kıyafet yasağı nedeniyle okuma şansını Viyana’da yakalamış yüzlerce başörtülü kadın vardı. Başbakan, başörtülü kadınlara “Artık öz vatanınızda garip, öz yurdunuzda parya olmayacaksınız, yavaş yavaş yurda dönün” çağrısı yaparken, bir kısmını da Viyana’da kalarak, okumaya, akademik kariyere, kendi dilini ve dinini unutmadan Almanca’yı iyi öğrenmeye teşvik etti. Dönüş yolunda gazetecilere röportaj veren Başbakan Erdoğan ile İmralı’yla yürütülmekte olan görüşmeleri, kamusal alanda başörtüsümeselesinin nasıl çözümleneceğini ve Suriye meselesini konuştuk. 

Viyana, 28 Şubat ile uygulanan yasaklarla beraber Türkiye’den en fazla göç alan şehirlerden biri oldu. O günlerde Viyana’ya gidenleri geri çağırdınız. Ama kamusal alanda başörtüsü yasağı devam ediyor. Bu konudaki çözüm planı ve girişimlerden bahsedebilir misiniz?

Başörtülü kardeşlerimiz şu an mesela Ziraat Bankası’nda çalışabiliyorlar. Türk Hava Yolları’nda çalışabiliyorlar. Bu arkadaşlara bir heyecan ve umut verdik, devamı da gelecektir. Bu, her işyerine göre değişir. Viyana’da bir şey anlattım. Her şeyin yeri, zamanı var. Kutlu doğum sancılı olur. 10 yıl oldu biz iktidara geleli ve 10 yıl içerisinde 28 Şubat’tan kalma bazı yasaklar kaldırıldı. Bizim iktidarımıza kadar olan bazı mağduriyetler giderildi. Diplomalarını filan aldılar. Ancak iş noktasında sorunlar var. Onlar da yavaş yavaş düzelecek. Özel sektörde vs. çalışmaya başladılar. Burada fiili olarak somutlaştırmakta fayda var. Bu konunun çözümünün anayasal bir değişikliği gerektirdiğini sanmıyorum. Oraya gelmeden hallolabilir. Burada zaman ve zemin çok önemli. 

Başörtülülerin belediye başkanı olması için önlerinde bir engel var mı?

Buna mâni bir durum yok. 

Milletvekili adayı olabilirler mi?

Milletvekili adayı olmalarına da yasal bir mâni yok. Geçmişte spekülatif bazı şeylerden dolayı sıkıntı oldu. Ecevit’in Merve Hanım’a başörtüsünden dolayı yaptığı yasal mıydı? Yasal değildi. Yasal olmayan bir çağrıyla yasak haline getirdiler. Merve Hanım’ın başına o yüzden böyle şeyler geldi. Anayasamızda başörtüsünü yasaklayan bir düzenleme yok. Anayasa’yla gelmeyen yasak, Anayasa’yla korunmaz. O zaman başka sıkın tılar çıkar. Dolayısıyla mevzuat üzerine yapılan düzenlemelerle bu sorun aşılabilir. 

Danıştay’ın son kararı emsal olarak yeterli değil mi?

Danıştay bunları aşmış durumda. Avukatlarla ilgili süreç de başladı. Ancak henüz gerekçeleriyle açıklanmadı.

‘DEVLET AYRIMCILIK YAPAMAZ’ 

Ama bazı hâkimler, başörtüsüyle davaya giren avukatları dışarı çıkarmaya devam ediyor.

Gerekçeli karar açıklansın, o zaman belki o kendilerine engel çıkarılan avukatlar farklı yollara gidecekler. Belki HSYK’ya müracaat edecekler kendilerine engel çıkaran hâkimlerle ilgili… Belki de şu an kendisine engel çıkarılan kardeşlerimiz gerekçeli kararı bekliyor olabilir. O gerekçeli karar çıktığı andan itibaren bu yollar açılır. Biliyorsunuz ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu açıldı. Bireysel başvuru haklarını kullanarak da böyle bir süreci başlatabilirler. Biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar temyiz edilemiyor. 

En güvenli yol, başörtüsü yasakçılığının önünü yasal düzenlemeyle kesmek değil midir?

Bir defa yasal düzenlemeyi doğru bulmuyorum. İnançlarla ilgili, özgürlüklerle ilgili genel düzenleme olabilir, ancak namaz kılmayı, oruç tutmayı, Allah’ın emrettiği ibadetleri kanunla teminat altına almayı uygun görmüyorum. Herkes inancında özgürdür. Her inanç devletin teminat ve güvencesi altındadır. Devletin yaklaşı mı budur. Bu aynı zamanda bizim programımız da olan bir şeydir. Laik ik anlayışı aynen 1982 Anayasası ’nda bu şekilde vardır. Bu Anglo sakson ülkelerinde nasıldır, diğer Batı ülkelerinde nasıldır ayrı bir konu. Bizde dev let tüm inançlara eşit mesafede ve inançlar devletin güvencesi altındadır. İster ateist, ister Müslüman olsun farketmez. Birini korurken bir diğerine ayrımcılık olmaz. 

Yeni Anayasa’da kamu hizmeti için gereken kriterler belirlenirken başörtülülere ayrımcılık yapılmasını önleyecek bir ifade kullanılabilir… 

Bakın şuan galiba 101. maddedeler, yalnızca 33 maddede mutabık kalabildiler. Kaldı ki daha görüşülmesi gereken çok madde var. Nereden bakarsanız bakın 160’ı filan bulabilir. Meclis Başkanımız “Mart sonu ” demişti. Sayın Bahçeli de 23 Nisan gibi bir öneride bulundu, ancak bir şey değişeceğine inanmıyorum. Bu bir kararlılık meselesidir. Ben ekibime, heyetime “Kararlı durun ve süratli olup bu işi bitirin” talimatını veriyorum, ama karşı tarafın bu yaklaşımda olmadığını görüyorum.

Habere ulaşmak için tıklayın.

Summary

Prime Minister Erdoğan commented on the headscarf ban on his trip back from Vienna saying that he did not think there is a need for legislative change in order to ensure the wearing of the headscarf for public servants. He said it was only a matter of time and place, adding, that already at Ziraat Bank and the Turkish Airlines public servants are not interfered with when they wear the headscarf. He pointed to possible changes in Regulations as the means of allowing public servants to wear the headscarf.

________________________________________________________________________________________

 

Related Articles

Back to top button