KütüphaneYayınlar

BM Özel Raportörü: Düşünce özgürlüğü dünya çapında giderek daha fazla ihlal ediliyor

Birleşmiş Milletler (BM) Din veya İnanç Özgürlüğü Özel Raportörü Dr. Ahmed Shaheed tarafından hazırlanan "Düşünce Özgürlüğü" raporunda düşünce özgürlüğünün teorik kapsamı, olası ihlalleri ve diğer haklarla ilişkisi inceleniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Din veya İnanç Özgürlüğü Özel Raportörü Dr. Ahmed Shaheed tarafından hazırlanan “Düşünce Özgürlüğü” raporunda düşünce özgürlüğünün teorik kapsamı, olası ihlalleri ve diğer haklarla ilişkisi inceleniyor.

Özel Raportör, çalışmasında ayrıca, çok taraflı, Devlet ve Devlet dışı çeşitli aktörlere, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 18(1) maddesiyle korunan düşünce özgürlüğünün nasıl korunacağı ve sağlanacağı konusunda önemli tavsiyelerde bulunuyor. Özellikle, BM insan hakları sistemini, bir Genel Yorum da dahil olmak üzere, özgürlüğün kapsamını ve içeriğini daha fazla netleştirmeye teşvik ediyor. Raporda, çalışmanın “düşünce” veya “düşünce özgürlüğü”nün ne olduğu konusundaki tartışmaları kesin olarak çözme amacı taşımadığı ancak hakkın içeriğini ve kapsamını BM sisteminde kapsamlı bir şekilde ifade etmeye yönelik ilk girişim olduğu aktarılıyor.

Uluslararası hukuk, bilim ve çeşitli paydaşların bakış açılarından yararlanan Özel Raportör ilk olarak bu hakkın dört özelliğini inceliyor:

  • Kişinin düşüncelerini açıklamama özgürlüğü;
  • düşüncelerinden dolayı cezalandırılmama özgürlüğü;
  • kişinin düşüncelerinde izin verilmeyen değişiklik yapılmasından özgür olma hakkı;
  • düşünce özgürlüğü için elverişli bir ortam.

Ayrıca, Özel Raportör hak ihlallerini yedi farklı alanda inceliyor:

  • İşkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza;
  • gözetim;
  • zorla inancını değiştirme, din değiştirme karşıtı ve dine hakaret karşıtı çabalar;
  • entelektüel özgürlük ve eğitim;
  • mevcut ve gelişmekte olan teknolojiler;
  • akıl sağlığı;
  • din değiştirme uygulamaları.

Shaheed, düşünce özgürlüğünün aynı anda “derin ve geniş kapsamlı” olduğunu ifade ediyor. Bu özgürlüğün, aynı zamanda vicdan, din veya inanç veya diğer tüm konulardaki düşünceleri koruduğuna vurgu yapıyor. Bunun yanında, dile getirilsin veya getirilmesin bireyin inanç, görüş ve ifadelerini koruduğunu dile getiriyor. Düşünce özgürlüğü aynı zamanda bir din/inanç içindeki düşünceleri ve dinî olmayan düşünceleri de kapsıyor. Özel Raportör, bu hakkın ihlallerin ifade üzerinde caydırıcı bir etkisi ve bunun tam tersinin olabileceğinden bahsediyor.

Raporda, “önemli ancak yeterince anlaşılmamış bu hakkın”, tam sonuçları hala belirsiz olan, mevcut ve ortaya çıkan baskılarla karşı karşıya olduğu ve hakkın korunması için politika yapıcıların ve diğer aktörlerin acil olarak önlem alması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, uygulamada, hakkın korunması önünde, “gerçek bir uygulaması olmayan tek insan hakkı” olarak tanımlanacak kadar, uluslararası içtihat eksikliği de dahil olmak üzere çeşitli engellerin olduğu aktarılıyor.

Raporda Devlet ve Devlet dışı çeşitli aktörlere yönelik bazı tavsiyeler ise şu şekilde:

  • Yükümlülük sahibi olarak Devletler ve hak sahibi olarak bireyler için, bu temel hakka saygı gösterilmesine, teşvik edilmesine ve yerine getirilmesine destek olmak için düşünce özgürlüğünün yasal içeriği ve kapsamına açıklık getirilmesi gerekiyor. BM insan hakları sistemi, bir Genel Yorum kabul etmek de dahil olmak üzere, bu konuyla daha fazla ilgilenmeye teşvik ediliyor.

Devletler:

  • Bireylerin düşünce özgürlüğünü etkileyebilecek (işkence ve zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza yasağı, bilgi ve iletişime erişim de dahil olmak üzere düşünce ve ifade özgürlüğü, gizlilik hakkı ve sağlık hakkı gibi) haklar da dahil olmak üzere, uluslararası insan hakları hukukuna uyumluluğu sağlamak için yasal ve politik çerçevelerini gözden geçirmeli.
  • İlgili paydaşların (ulusal insan hakları kurumları, sivil toplum -tüm inançlara mensup olan ve olmayan liderler dahil-, ruh sağlığı pratisyenleri, dijital teknoloji şirketleri ve kırılgan grupların üyeleri), düşünce özgürlüğü de dahil olmak üzere, içsel alan (forum internum) özgürlüklerinin korunmasına ilişkin görüşlerini ve endişelerini dile getirebilmeleri için süreçler yürütmeli.
  • Düşünce özgürlüğünün yasal içeriğini ve kapsamını netleştirmeye yardımcı olmak için, uygun olduğunda, BM insan hakları sistemiyle bağlantı kurmalı.
  • Mevcut ve gelişmekte olan teknolojilerin düşünce özgürlüğünü ihlal etme potansiyellerini göz önünde bulundururak, yasal ve politik tedbirleri kabul etmeli veya güncellemeli.
  • Ulusal insan hakları kurumlarını, sivil toplum aktörlerini ve insan hakları savunucularını düşünce özgürlüğü ihlallerini izleme ve raporlama çabalarında desteklemeli.
  • Bilgi ve iletişime erişimi kolaylaştıran ve araştırma özgürlüğü ve akademik özgürlük ilkeleriyle uyumlu, kanıta dayalı akıl yürütmeyi, bilimi, kültürü temel alan kamusal eğitim sağlamalı.
  • Ücretsiz ve açık internet de dahil olmak üzere, farklı bilgi kaynaklarına ve iletişim araçlarına erişimi sağlamak için çeşitli ve çoğulcu bir medyayı desteklemeli.

Sivil toplum:

  • Sivil toplum, düşünce özgürlüğünü etkileyebilecek mevcut yükümlülükler de dahil olmak üzere, uluslararası insan hakları hukukuna uyumluluğu artırmak amacıyla Devletlerin mevzuatlarını, uygulamalarını ve politikalarını gözden geçirmelerine yönelik savunuculuk yapmalı.
  • Mümkün olan yerlerde, özellikle çocuklara yönelik yanlış/çarpıtılmış bilgiyi nasıl tespit edecekleri gibi eleştirel düşünme becerilerini geliştiren eğitimler verilebilir.

Akıl sağlığı uzmanları:

  • Zorla tedavi de dahil olmak üzere, akıl sağlığı müdahalelerine öncelik verirken insan haklarını temel değerler olarak benimsemeli.

Teknoloji şirketleri:

  • BM İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkeler kapsamındaki sorumluluklarının bir parçası olarak, mevcut ve yeni ortaya çıkan ürün, hizmet veya özelliklerinin, üçüncü şahıslar tarafından da dahil olmak üzere düşünce özgürlüğünü nasıl ve ne ölçüde ihlal edebileceğini, çocuklar gibi benzersiz şekilde etkilenen gruplar üzerindeki etkileri de göz önünde bulundururak değerlendirmeli.
  • Bu doğrultuda, insan haklarıyla daha fazla uyumlu alternatifler benimsemeli.
  • Düşünce özgürlüğüne uyum konusunda karşılaştıkları zorlukları ve bunların karşısındaki reaksiyonları özetleyen şeffaflık raporlarını düzenli olarak yayımlayabilir. Dijital platformlar için reaksiyonlar yanlış bilgi ve dezenformasyonu azaltma, kullanıcılara içerik iyileştirmenin nasıl ve neden gerçekleştiği hakkında ayrıntılı bilgi sağlama ve kullanıcıların çevrimiçi deneyimlerini uyarlamalarına olanak sağlama çabalarını ve “farklı gizlilik” veya diğer gizlilik odaklı sistemleri geliştirip algoritmalarına entegre etmeyi kapsayabilir.
  • Dijital platformlar, bağımsız aktörlerin kamuya açık insan hakları etki değerlendirmeleri yapmasını kolaylaştırmak gibi, ürünlerinin ve süreçlerinin insan haklarına uyumluluğu hakkında bağımsız araştırmaları kolaylaştırmalı.
  • Nöroteknoloji şirketleri, nöro-verilerin toplanması, işlenmesi ve depolanması için sağlam, mahremiyet odaklı ve insan haklarıyla uyumlu bir çerçeve sağlamalı. Gizlilikle tutarlı olarak, bilgilendirilmiş rıza nöro-veri toplamanın merkezinde yer almalı ve katılımcı, saklanan verilerini istediği zaman iptal edip silebilmeli. Mümkün olduğunda, ham veriler “cihazda” işlenmeli ve şirket veya üçüncü taraf sunucularına yüklenmemeli.

Raporun tamamına ulaşmak için lütfen buraya tıklayın. 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu