Arşivİnanç Özgürlüğüyle İlgili Haberler

Batı İslamofobiyi İnsanlık Suçu İlan Etmeli / The West Should Recognize Islamophia as a Crime Against Humanity

17.09.2012, Zaman

Summary in English below.

Erdoğan, Türkiye’nin antisemitizmi suç kabul ettiğini, Batı’nın ise hâlâ İslamofobi’yi bir insanlık suçu sayamadığını söyledi. İnsanların kutsallarına saldırıların tanzim edilmesi konusunda uluslararası ve ulusal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı. Başbakan, 25 Eylül’de BM’de yapacağı konuşmada İslam dünyasının tepkisini çeken film konusunda önemli mesajlar vereceğini ifade etti. Türkiye’den filme ölçülü bir tepki olduğuna işaret ederken, “Son 10 senede aşırılıklar törpülendi. Bir anlamda paratoner gibi olduk, gaz aldık.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan’ın hakaret filmi başta olmak üzere dış ve iç siyasete ilişkin değerlendirmeleri şöyle:

İslam’a hakaret eden filmle ilgili gerilim devam edecek gibi gözüküyor. Türkiye’nin yapabileceği bir şey var mı?

Biz zaten buradan yola çıktığımızda açıklama yaptık. Baktık süreç ilerliyor, Yalta’da uluslararası medya olduğu için orada mesajımızı tazeledik.

Türkiye’nin, inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınması için bir çabası olacak mı?

BM’de bunu gündeme getirip önemli mesajlar vereceğim. Sebep netice ilişkisidir dedim. Tahrik biçiminde olduğu zaman insanların kutsallarına, dini inançlarına saldırıların tanzim edilmesi konusunda uluslararası düzenlemelerin yapılması gerekir. Uluslararası hukuk noktasında değerlendirmeler yapılabildiği gibi ulusal hukuk açısından da bir şey yapılabilmeli. Türkiye olarak biz başı çekelim. Fikir, düşünce ve inanç özgürlüğü; farklı insanların fikir, düşünce, inanç özgürlüğünün sınırına kadardır. Sen fikir, düşünce, inanç için her şeyi söyleyebilirsin ama onunkinin sınırına gelince orada duracaksın. Varşova’da uluslararası toplantıya katılmıştım. Ben nihai metne İslamofobi’yi bir nefret suçu olarak soktum.

Arap sokağı ayaklandı ama Türkiye sakin. Bizi, diğerlerinden ayıran ne?

Bizim verdiğimiz mesajlar var. Toplum bu mesajlara bakıyor. Sizin mesajınız yoksa o zaman halk sokağa dökülüyor. Son 10 senede aşırılıklar törpülendi. Bir anlamda paratoner gibi olduk, gaz aldık. Biz 1980 öncesi dönemleri geçtik. Her geçen gün, her alanda atılan adımlarla, çıkan yasalarla inceleme sağlandı. Bosna’da üniversitelerde kızlar yanımıza geliyor ağlıyorlar. ‘Siz, üniversitelerin, imam hatiplerin önünü açtınız’ diyorlar. Buradaki üniversitelere gelen kız öğrencilerin oranı yüzde 60-70’lerden yüzde 35-40’a düştü. Artık başörtülü kızlar buraya gelmiyor, erkek öğrenciler geliyor. Görüntüde sayısal olarak az görülüyor ama gerginliği alıyor.

Ulusal hukukta nefret suçu için bir adım atılacak mı?

Niye yapılmasın? Ömer Çelik’e talimat veriyorum, hemen onun çalışmasını yapalım. Filmle ilgili değil, benzer hareketler için. Değerlere, inançlara hakaret anlamında bunları suç sayan düzenleme. Yasalarda muğlaklık varsa onları açmak lazım. Bu konuda Türkiye dünyaya öncü olacak. Antisemitizmi insanlık suçu olarak ilan eden halkının tamamına yakını Müslüman olan ülkenin başbakanıyım. Ama Batı, İslamofobi’yi insanlık suçu ilan edememiştir, teşvik etmiştir. Örneğin Avrupa’da Almanya… (Filmi çeken) Ne diyor? ‘Ben, Müslümanların aşırı uçlarını tahrik etmek için yaptım’ diyor. Bu süreci rahatlatmak için bir uluslararası konferans işine girebiliriz. Medeniyetler İttifakı çatısı altında bunu yapabiliriz.

Habere ulaşmak için tıklayın.

Summary

Turkish Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan has stated that Turkey recognizes anti-semitism as a crime, while not a single Western country recognizes Islamophobia as such. Erdoğan said he will talk about the movie that has angered Muslims on Sept. 25 at the UN General Assembly.  

Erdoğan said he will continue to give messages at the next UN General Assembly meeting about adopting international legislation against insulting religion. “I am the prime minister of a nation, of which most are Muslims and that has declared anti-semitism a crime against humanity. But the West hasn’t recognized Islamophobia as a crime against humanity — it has encouraged it. [The film director] is saying he did this to provoke the fundamentalists among Muslims. When it is in the form of a provocation, there should be international legal regulations against attacks on what people deem sacred, on religion. As much as it is possible to adopt international regulations, it should be possible to do something in terms of domestic law.”

 Erdoğan said the government will immediately start working on legislation against blasphemous and offensive remarks. “Turkey could be a leading example for the rest of the world on this.”

______________________________________________________________________________________________

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu