ÇalışmalarEtkinlikler

Konferans: İfade Özgürlüğü & İnanç Özgürlüğü: Türkiye Vakası

BM Din veya İnanç Özgürlüğü Özel Raportörü Aralık 2015 raporuna göre dine hakaret yasakları tüm dünyada azınlıkların ve dine karşı eleştirel duruşları olanların mağduriyetiyle sonuçlanıyor.

Norveç Helsinki Komitesi/ İnanç Özgürlüğü Girişimi ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) İnsan Hakları Merkezi işbirliğiyle 18 Şubat 2016’da düzenlenen “İfade Özgürlüğü ve İnanç Özgürlüğü: Türkiye Vakası” başlıklı konferansta konuya ilişkin çeşitli inanç topluluklarının deneyimleri, medyada inanç temelli nefret söylemi, uluslararası ve ulusal mevzuat ve uygulama ve çözüm önerileri ele alındı.

Avrupa Birliği Türkiye delegasyonundan Sema Kılıçer’in başkanlığında gerçekleşen birinci oturumda Ateizm Derneği’nden Zehra Pala, Musevi toplumundan avukat Rita Ender, Alevi Bektaşi Federasyonu’nda Ali Yıldırım, Protestan Kiliseler Derneği’nden İhsan Özbek ve Mazlum-Der’den Halil İbrahim Yenigün nefret söyleminin toplumları üzerindeki etkisine ve Türkiye’deki korumanın yetersizliğine vurgu yaptılar. Konuşmacılar meselenin çok boyutluluğuna işaret ederek devletin eşitlik ilkesini gözetme yükümlülüğüne de dikkat çektiler.

Konferans 8
Birinci oturumda konuşmacılar günlük hayatta ifade özgürlüğü ve inanç özgürlüğü kesişiminde ne gibi meseleler yaşandığı üzerinde durdular.

 

İkinci oturumda Hrant Dink Vakfı’nın nefretsöylemi projesinin araştırma koordinatörü Pınar Ensari projenin medyada inanç temelli nefret söylemi bulgularına ilişkin bir sunum yaptı. Ensari nefret söyleminin  en fazla köşe yazıları aracılığıyla üretildiğini söyledi.

Başkanlığını AÜ SBF İnsan Hakları Merkezi’nden Murat Sevinç’in yaptığı ve hukuki çerçevenin ele alındığı üçüncü oturumda Article 19’dan Katie Morris uluslararası hukuk mevzuatında ifade özgürlüğünün ancak belli koşullar altında kısıtlanabileceğini, kısıtlamanın istisnai olduğunu söyledi. Leiden Üniversitesi’nden Tom Herrenberg ise sunumunda Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Hakları Sözleşmesi’nin 20. Maddesi’nde yer alan “Ayrımcılığa, kin ve nefrete veya şiddete tahrik eden her hangi bir ulusal, ırksal veya dinsel düşmanlığın savunulması hukuk tarafından yasaklanır” hükmünü ele aldı. Türkiye’deki mevzuat ve uygulamayı ele alan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Tolga Şirin Türk Ceza Kanunu’nda yer alan 216(3) hükmünün mahkemeler tarafından uygulanma biçiminin ifade özgürlüğü üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Tolga Şirin TCK 216(3) hükmünün mahkemelerce uygulanması üzerine bir sunum yaptı.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Tolga Şirin TCK 216(3) hükmünün mahkemelerce uygulanması üzerine sunum yaptı

Başkanlığını AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi’nden Hasan Vural’ın yaptığı dördüncü oturumda Kırıkkale Üniversitesi’nden Cennet Uslu ifade özgürlüğünün sınırlarını ele alırken Norveç Helsinki Komitesi/İnanç Özgürlüğü Girişimi’nden Mine Yıldırım mevzuatın yanı sıra nefret söylemiyle mücadelenin çok yönlü tedbirler gerektirdiğine işaret etti. Avukat Kazım Genç Aleviler açısından eşit vatandaşlığın güvence altına alınmasının önemine dikkat çekerken AÜ SBF İnsan Hakları Merkezi’nden Kerem Altıparmak Türkiye’de yeni anayasa yapım sürecinin öneminin ve son yıllarda din-devlet ilişkisinde meydana gelen değişikliklerin olası etkilerinin altını çizdi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu