“Başörtüsüne Anayasal Düzenleme Yapılmalı” / “Constitutional provision needed for the headscarf”
01.02.2012, Yeni Akit
Summary in English below.
Hızlı bir kuruluş aşaması yaşayan ve Türkiye’de teşkilatlarını tamamlayıp hiç durmadan o hızla genel seçimlere giren Halkın Sesi Partisi (HAS Parti), Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un o dönem söylediği gibi, “Maksat hasıl olmuş, bu fidan tutmuştur” sözünü apaçık ortaya koyuyor. HAS Parti, ürettiği fikir ve TBMM’de olmamasına rağmen yaptığı muhalefet ile dikkatleri üzerine çekmeyi sürdürüyor. İşte gündeme dair önemli mevzuları konuştuğumuz Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile yaptığımız o röportaj:
Milli Güvenlik dersi kaldırıldı? MGK ve YAŞ’ta oturma düzenleri de değişti. Bunlar yeterli mi?
– Milli Güvenlik dersinin kaldırılması doğru bir karardır; ancak yeterli değildir. Mesela Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) Sayın Başbakan’ın masanın başında oturması güzel bir resimdir. Yine Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Milli Güvenlik Kurulu’nda asker-sivil her iki taraftan karışık oturması da çok güzel bir resimdir. Bizce kimin nerede oturduğu değil, kimin nerede durduğu önemlidir. Bu nedenle biz diyoruz ki; Türkiye’de öncelikle sivil-asker ilişkilerinin normalleşmesi gerekir. Bunun için de MGK ve YAŞ’ın anayasal kurumlar olmaktan çıkarılması gerekiyor. YAŞ’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı, MGK’nın da Başbakanlığa bağlı istişari bir kurul haline getirilmesi gerekir.
28 Şubat bitti mi? Has Parti olarak 28 Şubat süreci ile ilgili suç duyurusunda bulundunuz..
– 28 Şubat bitmedi. Bütün bu yasal düzenekleri yapmadığınız sürece de bitmez. İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi hala duruyor. Hala birtakım faili meçhul cinayetler işlenebiliyor. Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazası kuvvetle muhtemeldir ki bir suikast gibi görünüyor. Hrant Dink meselesi, kazılarda çıkan kemikler, kimsenin konuşmadığı Bayram Ali Hoca, Hızır Ali Hoca’nın suikastleri gibi çok açık faili meçhul cinayetler devam ediyor. Bütün bunlar 28 Şubat mantığının sürdüğünü gösteriyor. Türkiye’de herkesin yerli yerine oturtulduğu, sadece kendisine ait olan kamu görevini yaptığı, kimsenin birtakım kirli işlere cesaret edemeyeceği Türkiye oluşmalıdır. Bunun yolu da 28 Şubat ve 27 Nisan’la hesaplaşılmasıdır. Biz Halkın Sesi Partisi olarak 28 Şubat ile ilgili çok geniş kapsamlı bir suç duyurusunda bulunduk.
Başörtüsü sorunu bugün çözülmüş gibi görünüyor. Ancak yarın CHP iktidara gelirse, yeniden bir yasak uygulamaya kalkışırsa ne olacak?
– Hukuken dün de başörtüsü yasağı yoktu, bugün de yok. Allah korusun başörtüsüne karşı çıkan bir hükümet geldiği zaman, silbaştan yeniden 28 Şubat’ın karanlık dönemine dönülebilir. Lafla peynir gemisi yürümez. Bu konuda yasal mevzuat düzenlenmelidir. Biz anayasanın 24. maddesindeki inanç özgürlüğü meselesinin çok ciddi şekilde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hiç kimse kıyafetinden, inancından ve inancını yaşamaktan dolayı ne kamu hizmetlerinden, ne de eğitim hakkından mahrum bırakılmamalıdır. Bunların açık şekilde Anayasa’ya yazılması gerek. Bu yapılmadığı sürece bugün bu hükümet göz yumar, yarın başka bir hükümet göz yummaz. Aslında bu konuyu konuşmak bile çağdışıdır. Herkes inancını nasıl yaşıyorsa yaşasın.
Binlerce başörtüsü mağduru var. Bu mağduriyetlerin giderilmesi gerekmiyor mu?
– Kamu görevlileri ile ilgili olarak kamu görevinden atılmış olanlar için tekrar dönüş imkanı sağlayacak yasal düzenleme yapılabilir. Ama dediğim gibi Anayasa’da inanç özgürlüğünü ciddi şekilde tahkim etmek gerek.
Summary
In an interview given to the Yeni Akit Daily, The Chair of the HAS Party (The People’s Voice Party) Numan Kurtuluş said that the right to freedom of belief must be properly protected in the new Constitution. He said, “Legally speaking, there was no prohibition on the headscarf in the past, neither is there a prohibition today. May God forbid, but if a government came to power which is against the headscarf, then we can go back to the dark February 28 period. …There must be legal regulation on this issue….No one should be deprived of the right to employment and education because of their clothing, because of their belief or practicing that belief.”
________________________________________________________________________________________