Arşivİnanç Özgürlüğüyle İlgili Haberler

Diyanet özerk olmalı mı? / Autonomy for the Diyanet?

08.11.2011, anayasa2011.com

Summary in English below.

TBMM Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonu’na katılarak görüşlerini ileten Diyanet Vakfı yöneticileri, Diyanet’in Yeni Anayasa’da da özerk olmaması gerektiğini söyleyerek İran’ı örnek gösterdiler. Diyanet Vakfı adına toplantıya Genel Müdür Süleyman Necati Akçeşme ve YÖK üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın,Diyanet’in özerk olması halinde sakıncalarına dikkat çektiler. Temsilciler, dini yönetimlerin siyaset ve toplum üzerindeki etkilerinden söz ederken, “İran’da 30 yıl öncesine göre dini değerler zayıfladı, molla sınıfı zenginleşti, bu arada baskı ortamı şiddetlendi” görüşlerini dile getirirken Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılmasını ya da özerk olarak denetleyici bir kurum haline gelmesini isteyip holdingleşmeye dikkat çekti. Diyanet özerk olmalı mı, olmamalı mı? İran örneğiyle kıyaslandığında Diyanet’in özerkliği dini değerlerin yitimine mi neden olur? “İran’da özerk olunamadığı için din zayıfladı, mollalar zenginleşti” diyen de var, “Diyanettamamen kaldırılmalı” diyen de, “Diyanet devlete bağlı bir kamu kurumu olarak devam etmezse tehlikeye girer” diyen de. Konunun uzmanlarına sorduk, işte farklı görüşler…

‘Diyanet iktidara göre şekillenmemeli , YÖK gibi özerk olmalı’

Araştırmacı Yazar İsmail NACAR

BEN İran’ı çok iyi tanırım, devrimin yıldönümüne de davetli olarak katıldım ve İran Devrimi’ni de en iyi bilen isimlerden biri olarak, İran ile ilgili kurulan bu cümlenin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Diyorlar ki: “Diyanet özerk olmasın, İran‘a bakılsın 30 yıl öncesine göre dini değerler zayıfladı, mollalar zenginleşti.’’… Şimdi ise siyasi iktidarla iç içe oldukları için yıprandılar. İşte bu açıdandır ki Diyanet bilimsel konumunu ve kişiliğini korumak için özerk olmalıdır. Tabii ben tamamen bağımsız olsun demiyorum, tam bağımsızlık birtakım sakıncalar da doğurur.Diyanet en azından YÖK kadar özerk bir kurum olmalıdır. …Çünkü Diyanet şu anda hangi siyasi iktidar gelirse gelsin onun emrindeki bir ‘memur’ konumundadır.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında dindar kesimi mümkün olduğu kadar kontrol edebilmek için ve denetimi tamamen devletin yapabilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. O günkü şartlar içerisinde bu normal. …. Ve tabii İslami bir cemiyet iklimi oluştururken herkesin görüşünü alır, sadece belli bir kişi ya da kişilerin görüşüne başvurmaz. Tarih içerisinde hem Osmanlılar’daki şeyhülislamlık makamı açısından hem de bugünkü durum açısından bakınca işler biraz değişti. Şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldırırsanız ortalık tamamen tarikatlara kalır ve tam bir kaos meydana gelir. Tabii bu kaosu önlemek üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir anayasal kurum olarak ayakta kalması lazım. Fakat siyasi iktidarların kontrolüyle hareket eden, sıradan bir devlet kurumu değil özel bir kuruluş olması lazım. Din adamları üç tane başkan adayı seçsin ama bu üç adaydan Diyanet başkanı olacak ismi Cumhurbaşkanı atasın.

Siyaset Bilimci Mehmet Ali KILIÇBAY

‘Laik bir ülkede Diyanet hiç olmamalı, lağvedilmeli’

BENCE zaten Diyanet olmamalı. Laik bir ülkede Diyanet’in özerk olması veya olmaması tartışılmaz. Devlete herhangi bir biçimde bağlı bir din kurumu olamaz. Onun için bu kurumun lağvedilmesi lazım. Ama eğer Sünniler istiyorlarsa kilise kursunlar, çünkü o şartlarda kurulacak olan kuruluş kilise olacaktır sonuç olarak. Ayrıca “İran’da diyanet özerk olduğu için din zayıfladı” görüşüne de katılmıyorum, doğru değil. İran’da mollalık, başından beri bir kurum halinde örgütlendiği için bu hale gelindi. İslamiyet’in başından beri böyle örgütlendiler. Tamamen saptırılıyor konu, hiçbir alakası yok. İran’da Diyanet örgütlü olduğu için bu hale gelindi, örgütsüz olduğu için değil.

Eski Diyanet İşleri Başkanı, İlahiyatçı Prof.Dr. Süleyman ATEŞ

‘Devlet Diyanet’e asla müdahale etmez, bu haliyle de özerk’

DİYANET İşleri Başkanlığı, Başbakanlık bünyesinde, genel müdürlük seviyesinde bir kurumdur. Zaten halihazırda, adı özerk olmasa bile devletin bu kurum üzerinde herhangi bir müdahalesi kesinlikle yoktur. Ben de geçtim o kurumdan, böyle bir şey yaşamadım. Yukarıdan “Şunu yapacaksın, bunu yapacaksın” şeklinde bir müdahale yok. Çalışmalara da zaten kimse müdahil olmaz devletten. Diyanet İşleri Başkanlığı, mevcut statüsüyle, ismen olmasa bile zaten özerk olarak devam etmektedir.

http://www.anayasa2011.com/?p=7827

Yazının devamına ulaşmak için tıklayın.

Summary

The Diyanet Foundation proposed the Diyanet to become an autonomous organization in the new Turkish Constitution. Researcher Ismail Nacar supports this idea arguing that, as it is, the Diyanet becomes the “civil servant” of each government that comes into power. On the other hand, political scientist M.A. Kılıçbay argues that the Diyanet should not exist at all in a secular state. It should be abolished. Former Diyanet President Prof. Süleyman Ateş argues that the Diyanet is autonomous as it is, even though there may not be an explicit reference to autonomy in the Constitution or its own law. He argues that nobody tells the Diyanet what to do..

______________________________________________________________________________________________

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu